Sabah aç karnına ya da hafif bir kahvaltının ardından içilen kahve pek çok kişinin vazgeçilmezleri arasındadır. Evde hazırlayıp en sevdiğimiz kahve fincanına koyduğumuz ya da Starbucks gibi zincir mağazalardan aldığımız mis gibi konan o içeceğin tadına doyamayız.
Bazen de hafta sonlarında ailemiz ya da sevdiklerimizle birlikte içtiğimiz sabah kahveleri hayatımızın en özel anlarına şahitlik eder. Peki sabahları içilen ve bizi güne hazırlayan bu güzel içeceğin neden bu kadar vazgeçilmez olduğunu biliyor musunuz?
Eğer siz de sabah içtiğiniz kahvenin her zaman günün en lezzetli içeceği olduğunu düşünenlerdenseniz sizin için derlediğim pratik bilgilere göz atabilir, belki de bu yazıyı okurken kendinize bir fincan kahve koyabilirsiniz.
Sabah Kahvesinin Faydaları
Erken saatlerce içilen bu içecek aç tüketildiğince vücuttaki yağ yakımını ciddi oranda arttırmaktadır. Son dönemde popüler olan Hindistancevizi yağı gibi bir yağın eklenmesiyle birlikte hazırlanan kurşun geçirmez kahve özellikle de ketojenik beslenenlerin bir numarası haline gelmiştir.
Mide rahatsızlığı olanlar için kahveyi hafif de olsa bir kahvaltı yaptıktan sonra içmek çok daha yararlı olabilir. Ancak aç ya da tok karnına olduğu fark etmeksizin erken saatlerde içilen kahvenin bizi gün içinde çok daha dinç hissettirdiği su götürmez bir gerçek diyebiliriz.
Yapılan çalışmalar erken saatte tüketilen kahvenin sindirim sistemimizi hızlandırma konusunda büyük bir faydası olduğunu gösteriyor. Bölgesel zayıflama konusunda da oldukça yararlı olan kahve odaklanmamızı kolaylaştırır, konsantrasyonumuzu arttırır. Kahvenin içinde bulunan kafein sayesinde zihnimiz hızlıca uyanır.
Kahvenin bize keyif ve mutluluk verdiğini de göz önünde bulundurduğumuzda erken saatlerde kahve tükettiğimizde hayata çok daha pozitif bakacağımızı anlamak hiç de zor değil. Ayrıca kahvenin baş ağrısını da oldukça kısa sürede geçirdiğini söylemek mümkün.
Pratik Bilgiler
Sabah kahvesinin bizim için ne kadar yararlı olduğundan bahsettikten sonra şimdi de kahveyle ilgili pratik bilgilere geçebiliriz.
Öncelikle bütün dünyanın kahve tüketimine baktığımızda bütün dünyada her yıl beş yüz milyar fincan kahve içildiğini ifade etmek mümkün. İtalyan kökenli espresso bazlı kahveler neredeyse bütün ülkelerde çok seviliyor.
Yapılan araştırmalar düzenli olarak kahve tüketen kişilerde depresyon riskinin azaldığını gösteriyor. Günde dört küçük fincan kahve içerseniz kendinizi depresif hissetme ihtimaliniz tam yüzde yirmi oranında düşüyor.
Kahve kokusunun insanı uyandıran bir özelliğe sahip olması erken saatlerde tüketim oranının artmasının altında yatan en büyük sebeplerden biri. Seul Ulusal Üniversite’si araştırmacıları bu konuda yaptıkları çalışmanın ardından güne kahveyle başlayan kişilerin çok daha kısa sürede uyandığını ve kendilerini günün getirdiği koşturmacaya da hazır hissettiğini ifade ediyor.
Kafein almadan hayatınıza devam edemiyorsanız muhtemelen siz de sert kahveleri sevenlerden biri olabilirsiniz. Ancak her ne kadar koyu renk kahvelerin tadı daha sert olsa da bu çekirdeklerin daha az kafein içerdiğini hatırlatmakta yarar var. Çünkü durum sanılandan tamamen farklı. Daha fazla kafein almak istiyorsanız tercih ettiğiniz çekirdeğin içeriğine bakmalısınız.
Buzlu kahve içmekten hoşlanıyor olabilirsiniz. Belki de bütün yazı soğuk kahvelerle geçiriyorsunuz. Bu durumda daha az kafein aldığınızı bilmelisiniz. Kafein konusunda hassasiyetiniz varsa soğuk kahve içmeyi tercih edebilirsiniz. Ya da tam tersi içtiğiniz soğuk kahvenin ardından uyanamadığınızı düşünüyorsanız bir fincan sıcak kahve için.
Öneriler
Sabahları kahve içmeyi sevenlerdenseniz ya da artık erken saatlerde tüketilen kahvenin yararını öğrendiğinize göre böyle bir alışkanlık edinmeyi düşünüyorsanız ne tür bir kahve tercih edeceğinizle ilgili kafa karışıklıkları yaşıyor olabilirsiniz.
Günün ilk kahvesini evde en sevdiğiniz kahve fincanında içecek zamanınız olmuyorsa ve Starbucks gibi bir zincir kafeden almak zorunda kalıyorsanız bile önemli olan çekirdekleri tercih etmek. Yani kısacası eğer imkanınız varsa mümkün mertebe granül kahve içmeyin. Asit ve toksin oranı fazla bu içecekler sağlık açısından hiç de yararlı değil.
Sonuç ve Kişisel Değerlendirme
Ben de sabahları kahve içmeden kendine gelmekte zorlanan biri olarak erken saatte tüketilen kahvenin vücudumuza çok iyi geldiğini düşünüyorum.
Erken saatlerde içilen kahvenin kalp krizi riskini azaltmak, bağırsak hücrelerini korumak, mide fonksiyonlarını desteklemek, merkezi sinir sistemini uyarmak, karaciğer kanseri gibi hastalıkları önlemek gibi saymakla bitmeyecek kadar fazla yararı var.
Daha önce böyle bir deneyiminiz olmadıysanız mutlaka en azından bir kere denemelisiniz. Bir süre sonra sizin için de sabah kahvesinin vazgeçilmez olacağından eminim.