Hem ülkemizde hem de bütün dünyada giderek artan orman yangınları ve sel felaketleri iklim krizinin hepimiz için ne kadar büyük bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Küresel ısınma ve soğuma ile birlikte dünyanın bize sunduğu doğal kaynaklar büyük zarar görüyor. Pek çok farklı konuda atılan yanlış adımlar doğanın kendi kendine yenilenmesinin de önüne geçiyor.
Eğer kısa süre içinde çok daha büyük felaketler yaşamak istemiyorsak acilen farkındalık kazanmamız gerekiyor. Bu konuda biraz daha fazla bilgi sahibi olmak ve yapabileceklerimizi öğrenmek için araştırma yapabilir, ilgili yazılara göz atabilirsiniz.
Ama araştırma yapacak zamanınız yoksa ya da bu konuda biraz daha derinlemesine düşünmek istiyorsanız ufkunuzu açacak filmlerden yararlanabilirsiniz. İklim krizinin sonucunda ortaya çıkabilecek felaketleri kendi gözümüzle gördüğümüzde durumun ne kadar çarpıcı olduğunu da çok daha iyi anlıyoruz.
İklim Krizi ile İlgili Filmler
1. Bal Ülkesi (Honeyland) – 2019
Listemizin ilk sırasında sırasında Bal Ülkesi filmi bulunuyor. Bu filmde arıcılık yapan bir ailenin hayatı anlatılıyor. Filmin odak noktası hasta annesi ile birlikte Balkanlarda dağlık bir bölgede yaşayan Hatice Muratova. Elektrik ve suyu olmadan hayatına devam etmeye çalışan karakterimiz dağcılık geleneklerini kullanarak arıcılık yapmaya ve bu sayede de para kazanmaya çalışıyor.
Kötü yaşam koşullarına rağmen neşeli olan Hatice şarkılar söyleyerek işini yapıyor ve her zaman arıların bal payını da ayırmayı ihmal etmiyor. Ama yaşadıkları bölgeye gelen göçebe arıcılar hem onun gelir kaynağını azaltıyor hem buradaki doğal denge bozuluyor. Ana karakterimiz de bozulan doğal dengenin yeniden sağlanması için mücadele ediyor.
İnsanların doğal kaynaklarla ilgili ne kadar bilinçsiz olduğunu ve endüstriyel arıcılığın neden etik üretim sınıfına girmediğini daha iyi anlamak için bu filmi izlemeyi tercih edebilirsiniz. Filmin sonunda çok derin düşüncelere dalacağınızdan eminim.
2. Düşler Diyarı (Beasts of the Southern Wild) – 2012
Cannes’da dört dalda ödül alan bu film Benh Zeitlin tarafından çekilmiş. Filmin ana karakteri Cimcime (Hushpuppy) New Orleans’ın fakir bir bölgesinde yaşıyor. Çılgın babasının gizemli bir hastalığa yakalanmasının ardından Cimcime’nin hem babasını hem de sular altında kalan evini kurtarması gerekiyor.
Filmin ana temasının daha önce eşi benzeri görülmemiş bir hastalık olması ve tanı konulamayan bu hastalığın bütün dünyanın işleyiş düzenini değiştirmesi aslında COVID-19 salgını ile paralellikler taşıyor. Bu da filmin bizim için çok daha merak uyandırıcı olmasını sağlıyor.
Karakterin dünyanın diğer ucundaki annesini bulmak için çıktığı yolculukla birlikte heyecanın dozu giderek artıyor ve bu süreçte izleyiciler de dünyanın sonunu getirmek için savaşan antik ordunun gücüne şahit oluyor.
3. Snowpiercer – 2013
Bilimkurgu dalında gösterime giren bu film Güney Koreli yönetmen ve senarist Bong Joon-ho’nun ilk İngilizce yapıtı olma özelliğini taşıyor. Eleştirmenlerden tam not alan film 2014 yılında 79 ülkenin aldığı ortak karar sonucunda küresel ısınmayı durdurmak için başlatılan kimyasal savaşın tam tersi etki yapmasını anlatıyor.
Günümüzde yaşanan olayları da göz önünde bulundurduğumuzda bu filmin konusu bakımından dehşet verici olduğunu ifade edebiliriz. Doğal afetlerin ortadan kaldırılması için atılan adım dünyanın yeni bir buz çağına girmesine neden oluyor ve 2031 yılına kadar sadece bin insan hayatta kalıyor.
Kar küreyen bir trende birlikte yaşayan bu insanlar dünyanın çevresinde dönerek hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar ancak bu kadar az insan olmasına rağmen sınıfsal farklılıklar olanca gücüyle devam ediyor. Snowpiercer, bilimkurgu film meraklıların mutlaka izlemesi gereken bir yapıt.
4. Aptallık Çağı (The Age of Stupid) – 2009
Filmde çözüm yolları olmasına rağmen tüketim, savaş, iklim değişikliği gibi konularda hiç bir adım atmayan insan ırkı yüzünden 21. yüzyılın tarihe Aptallık Çağı olarak geçebileceği anlatılıyor. Günümüzde yaşanan felaketleri ve gerçekten insanların çoğunun bu duruma engel olmak için hiç bir şey yapmadığını düşününce bu filmin herkesin aklında soru işaretleri yaratacağından eminim.
Dram, animasyon ve belgesel karışımı bir yapıt olan bu film insanoğlunun bilinçsiz davranışları nedeniyle dünyayı kaybedip kaybetmeyeceklerine dair soruların cevaplarını arıyor. Bu cevapları ararken de izleyicilere altı bağımsız hikayeyi anlatıyor.
Filmin genel amacının farkındalık yaratmak olduğunu söyleyebiliriz. Anlattığı hikayelerle ülkelerin sürdürülebilir yaşam hareketine katılmak için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini ifade ediyor.