Karnitin Nedir?
Amino asitten elde edilen karnitin, vücudun neredeyse tüm hücrelerinde bulunmaktadır. Bu kavram, L-carnitine, asetil-L-carnitine ve propionil-L-carnitine içeren bir dizi bileşik için kullanılan genel bir terimdir.
Bu bileşik enerji üretiminde kritik rol oynar. Uzun zincirli yağ asitlerini mitokondriye taşır, bu şekilde de enerji üretmek için oksitlenebilir yani yakılabilir. Aynı zamanda bu hücresel organelden üretilen toksik bileşiklerin birikmelerini engellemek için önemlidir. Böyle temel işlevleri olan bu bileşik, yağ asitlerini kullanan kalp kası gibi dokularda yoğun oranda bulunur.
Vücut, insanın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yeterli miktarda bu bileşikten üretir. Genetik ya da tıbbi sebeplerle bazı bireyler (prematüre bebekler gibi) yeteri kadar üretemezler, bu nedenle onlar için takviye olarak alınması zorunludur.
Takviye Olarak Alınmalı mı?
Karaciğer ve böbrekler lizin ve metionin amino asitlerinden günlük ihtiyacı karşılamak amacıyla yeterli miktarda bu bileşikten ürettiğinden, çocukların ve yetişkinlerin ekstra takviye tüketmelerine ihtiyaç yoktur. Ulusal Akademilerin (eski adı ile Ulusal Bilimler Akademisi) Gıda ve Beslenme Kurulu, 1989 senesinde bu bileşiğin işlevleri üzerine yapılan çalışmaları gözden geçirmiş ve bunun temel bir besin maddesi olmadığı sonucuna varmıştır.
Hangi Gıdalarda Bulunur?
Et, balık, kümes hayvanları ve süt gibi hayvansal gıdalar bu bakımdan en iyi besinlerdir. Et ne kadar kırmızıysa karnitin içeriği o kadar yüksek olur. Süt ürünleri, esas olarak peynir altı suyu da bu bileşikten içerir.
Emilimi
Kırmızı et ve diğer hayvansal ürünleri içeren besin grupları ile beslenen yetişkinler, günde yaklaşık 60-180 miligram bu bileşikten alırlar. Veganlar, hayvansal kaynaklı gıdalardan kaçındıkları için daha az (yaklaşık 10-12 miligram) tüketir. Bu şekilde alınan besinlerin çoğu (%54-86) ince bağırsakta emilir ve kan dolaşımına girer.
Böbrek bu bileşiği verimli bir biçimde muhafaza eder, bu sebeple karnitin açısından fakir beslenenlerin vücudunda bile belli bir oranda bu bileşikten vardır. Fazla alındığında ise sindirilmek yerine, stabil kan konsantrasyonlarını korumak amacıyla ihtiyaç halinde böbrekler yoluyla dışarı atılır.
Eksikliği Ne zaman Ortaya Çıkar?
İki tip besin eksikliği durumu mevcuttur. Primer eksiklik, genelde beş yaşında kendini gösteren hücresel taşıyıcı sistemin genetik bir bozukluğudur. İkincil derecede eksiklikler, belirli bozukluklar (kronik böbrek yetmezliği gibi) ya da karnitin emilimini azaltan ya da atılımını artıran belirli koşullar (söz gelimi, belirli antibiyotiklerin kullanımı) sebebiyle ortaya çıkabilir. Bu tür eksiklikleri tedavi etmek için reçeteli ürünler kullanılabilir.
Atletik Performans
Bazı sporcular performansı artırmak için takviye olarak alırlar. Bununla beraber, yapılan eski bir araştırma, karnitin takviyelerinin sağlıklı deneklerde egzersizi ya da fiziksel performansı iyileştirebileceğine dair tutarlı bir kanıt bulamamıştır.
1 ila 28 gün boyunca 2-6 gram/gün arasında değişen dozlarda takviye uygulandığında 80 kilo ağırlığındaki bir erkekte karnitin oranı 20 grama ulaşır ve bunun nerdeyse tamamı iskelet kasındadır. Karnitin takviyeleri vücudun oksijen kullanımını artırmıyor ya da metabolik durumu iyileştirmiyor diyebiliriz. Egzersiz yaparken de kastaki miktarı arttırma etkisi olmuyor.
Yaşlanma
Mitokondriyal fonksiyondaki düşüşün yaşlanma sürecine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Bu bileşiğin dokulardaki konsantrasyonu yaşla beraber azaldığı için yaşlanma sürecinde takviye olarak kullanılması yararlı olabilir.
Yaşlı sıçanlarda yapılan araştırmalar takviye alımı halinde mitokondriyal alfa-lipoik asit (bir antioksidan) oranında iyileşme olabileceğini gösteriyor. Ancak yine de şu anda insanlarda bu türden eşdeğer bir çalışma olmadığını da belirtmekte yarar var.
Bununla beraber, yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda bu takviyelerin hafif bilişsel bozukluğu ve Alzheimer hastalığı olan yaşlı erişkinlerde zihinsel işlevi iyileştirebileceği, bozulmayı azaltabileceği ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalarda, denekler 3-12 ay boyunca 1.5-3.0 gram/gün asetil-L-carnitine takviyesi almıştır.
Kanser
Kemoterapi, radyasyon tedavisi ve yetersiz beslenme durumundan kaynaklanan yorgunluk kanser hastalarında yaygın olarak görülmektedir. Yapılan bir çalışmada, bu bileşik takviyesinden alan deneklerin (bir hafta boyunca 4 gram/gün) çoğunda yorgunluğun azaldığı ve normal kan seviyelerine dönüş olduğu görülmüştür.
Başka bir çalışmada ise takviye (250 miligram ila 3 gram/gün arasında değişen dozlar) ile desteklenen terminal kanser hastaları daha az yorgunluk yaşadığını ifade etmiş, ruh hali ve uyku kalitelerinde iyileşme görülmüştür. Günümüzde bu takviyeler kanser hastalarının tedavisinde etkin olarak kullanılmaktadır.
İlginizi çekebilir: