İsveçli genç sanatçı Starz isimli albümünü bizlerle 15 Mayıs günü buluşturdu. Kendisinin ülkemizde çok takipçisi olmasa da ilgi çekici bir sanatçı olduğunu belirtmek isterim.
Cloud-rap stilinin öncülerinden kabul edilen bu sanatçının her albümde kendisini geliştirmesine ve farklı işler ortaya koymasına tanıklık etmiştik ve gerçekten çok güzel bir duyguydu. Bakalım bu duyguyu bu albümde de yaşayacak mıyız? Ancak kendisinin yaptığı müziği ilk defa dinleyecekseniz önyargıyla yaklaşmamanızı tavsiye ederim. Çünkü ilk defa dinleyecek olursanız beğenmeyip şans vermeme ihtimaliniz yüksek, ancak sabredip dinlemeye devam ederseniz kendisinin müziğini beğenebileceğinizi düşünüyorum. Kendisinin sıkı bir takipçisi olduğum için bu yazımda 4. stüdyo albümü olan Starz’ı inceleyeceğim. Başlayalım!
Cloud-rap: Bulut rap, adından da anlaşılacağı gibi sanki göklerde uçuyormuşsun gibi tuhaf ama huzur verici bir havaya sahip olan ancak lirikal içeriği zengin olmayan bir rap alt türüdür.
Yung Lean, Starz albümünün bir kısmını Portekiz’de diğer bir kısmını ise İsveç’te kaydettiğini ve Starz’ın kendisinin en iyi albümü olduğunu İtalyan magazin dergisi The Kaleidoscope ile yaptığı röportajda belirtti. Ben de kendisine katılıyorum. Diğer albümlerine kıyasla daha olgun ve bütün bir albüm ortaya çıkarmış. Lean’in yaş aldıkça daha profesyonel düşündüğünün somut bir kanıtı olarak görebiliriz bu albümü. Kendisinin daha 24 yaşında olduğunu da belirtmek isterim. Çok daha iyi işler yapacağından şüphem yok.
Albüm 16 şarkıdan oluşuyor ve hipnagojik popun önemli isimlerinden Ariel Pink düeti de bulunuyor. Aslında Amerikalı rapçi Playboi Carti düeti de bekleniyordu ancak Carti’nin kendi şirketi ile yaşadığı sıkıntılardan dolayı ne yazık ki gerçekleşmedi. Albümün yapımcılığını önceki albümlerde olduğu gibi Lean’in yakın arkadaşları Whitearmor ve Yung Sherman beraber yaptılar.
Hipnagojik pop: Geçmişin (özellikle 1980’ler) popüler eğlenceleri için kültürel hafızayı ve nostaljiyi çağrıştıran pop ve psikedelik bir müziktir.
Albümün havasının bir önceki albümü olan Stranger’a göre daha pozitif olduğunu belirtmek isterim. Kendisinin son zamanlarda konuk olduğu röportajlarda da mutlu olduğunu, motivasyonunun yüksek olduğunu dile getirdiğini duymuştuk. Bu durum açıkça bu albüme yansımış. Kendim de bu durumdan çok memnun kaldım, tüm albümü yüzümde gülümsemeyle dinledim.
Albümdeki ilgi çekici şeylerden biri de kesinlikle prodüksiyonu. Yung Lean’i günümüz piyasasında farklı bir yere koyan da aynen bu. Dreamy beatler, muntazam ayalarmış distortionlar kısacası şarkıların altyapısı büyük bir özveri ile hazırlanmış. Dinlediğiniz zaman fark edeceğinizi düşünüyorum. Lirikal açıdan da önceki albümlerine göre bir tık daha iyi fakat yine de vasat hatta bazı dinleyiciler için kötü olabilecek bir albüm.
Dreamy beat: Cloud-rapte sıkça kullanılan, sizi alıp başka diyarlara götüren, hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan bir beat türü diyebiliriz.
Distortion: Distorsiyon bir müzik aletinin doğal sesinin değiştirilme, çarpıtılma işlemidir.
Albümün benim açımdan kötü yanı ise vokaller. Kendisinin çok güzel bir sesi olduğunu söylersek kendimizi kandırmış oluruz. Bazı parçalarda vokal ve beat uyumu tam yakalanamamış ve yer yer autotune başarılı kullanılamamış. Albümün 10. parçası olan “Butterfly Paralyzed” şarkısında autotune kullanımının fazla olmasından dolayı bana çok yapay geldi. Aynı şekilde bir sonraki parça olan “Dogboy” da aynı sebepten ötürü beğenmediğim bir diğer şarkı. Albümdeki 15.parça “Sunset Sunrise” da vokal yeteri kadar güçlü olmadığı için ne dediğini anlamakta güçlük çektim.
Autotune: Vokal ve enstrüman performanslarında yanlışları ve hataları düzeltmek için kullanılan, daha kusursuz kayıtlar için kullanılan bir ses işleyicisidir.
Albümü genel olarak çok beğendim. Bahsettiğim 3 şarkı dışında tüm şarkıları playlist’ime aldım ve sürekli dinliyorum. Ama en beğendiğim 3 şarkıyı seçecek olursam bunlar sırayla “Starz”, “Yayo” ve “Violence” şarkıları olur.
Son olarak 10 üzerinden puanlama yapacak olursam 7/10 veririm. Kendisi gelişime çok açık, söylediğim gibi kendisinin daha iyilerini yapacağından şüphem yok. Bence siz de bu albüme bir şans verin, dinleyin derim. Eğer beğenirseniz Lean’in diskografisine göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim. Yeni müzikler yeni dünyalar demektir.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Müzikle kalın!