Ülkemizde ve tüm dünyada küresel ısınma ve iklim krizi gibi problemlerin sonucunda ortaya çıkan felaketlerle mücadele ettiğimiz bu dönemde birlik bilincimizin yüksek olması büyük bir önem taşıyor.
Birlik bilinci sayesinde hem insanlar olarak hayatla yeniden güçlü bir bağ kurabilir hem de doğayla olan bağımızı hatırlayabiliriz. Bu da bize şehir hayatının sıkışmışlığında belki de hiç aklımıza gelmeyen farkındalıkları yeniden hatırlatacaktır.
Doğayla bağlantı kurmayı başardığımızda orman yangınları ile yanıp kül olan ağaçların, sellerle büyük zarar gören toprağın ya da insanların neden olduğu diğer problemler nedeniyle olumsuz etkilenen tüm canlıların durumunu daha iyi anlayabiliriz. Böylece iklim krizinin önüne geçmek için elimizden geleni yapmak üzere adımlar atabiliriz.
Hem kendimizi daha iyi hissetmek hem de içinde bulunduğumuz ana dönmek için uygulayabileceğimiz basit yöntemler hayatımızı kökünden değiştirebilir.
Doğayla Bağlantı Kurmak Ne İşe Yarar?
Doğayla bağlantı kurmak deyince aklınızda büyük soru işaretleri canlanıyor olabilir. Belki de bunun sizin için ne gibi bir faydası olacağını tahmin bile edemiyorsunuz. Ben de bugünkü yazımda bunun ne anlama geldiğini daha iyi açıklamak ve gerçekten ne işe yarayacağı hakkındaki görüşleri derlemek istedim.
Böyle bir iletişim kurmanın neden önemli olduğunu merak ediyorsanız öncelikle bunun toprağa dönmek ya da temiz hava almak gibi bir anlamı olmadığını söyleyerek işe başlayalım.
Aslında bu iletişimin anlamı temelinde kendi bireyselliğimizin farkına varmak ve bireyselliğimizin ekosistemdeki diğer varlıklarla kurduğumuz ilişkinin neresinde yer aldığını görmek demektir.
Mesela içinde bulunduğumuz gezegenle yeniden bağlantı kurduğunuzda çevre dostu ürünleri kullanmaya başlamak, küresel ısınmaya engel olacak yöntemleri uygulamak, etik üretime katkı sağlamak amacıyla böyle üretim yapan markalardan alışveriş etmek gibi istekleriniz olur.
Bu bağ kurmak üzere harekete geçtiğinizde dünyaya sunduğunuz katkının sizi çok daha iyi hissettirdiğini fark edersiniz. Günümüzde hayatımızın büyük bir kısmını kaplayan teknolojik aletler artık bizim bir parçamız haline gelmiş olsa da bilişsel becerilerimizi geliştirmek ve yaratıcılığımızı arttırmak için bu bağlantıyı yeniden görmeye ihtiyacımız var.
Doğayla bağlantı kurduğunuzda yaşadığımız dünyadaki varlığınızı diğer canlıların varlığı ile birlikte değerlendirecek, onlara ne gibi bir faydanız olabileceğine kafa yoracaksınız. Ayrıca kendinizi küçük kapalı alanlara ait hissetmek zorunda olmadığınızı anlayacaksınız.
Uygulama Önerileri
Böyle bir bağlantı kurmanın sizin için ne ifade ettiğini anlamak için bunu en azından bir kere deneyimlemenizde yarar var. Bunu yapmak düşündüğünüz kadar zor da değil.
Aklınızda bu konuda soru işaretleri varsa sizin için hazırladığım önerilere bir göz atabilir ve kendinize uygun olan bir alternatifi deneyebilirsiniz.
1. Nefesinize Odaklanın
Meditasyon ya da nefes çalışması yapmak istemeseniz bile sadece biraz durup sakinleşip nefesinize odaklanabilirsiniz. Gözlerinizi kapatın ve alıp verdiğiniz nefesin kaynağını hissetmeye çalışın. Mesela bulunduğunuz ortamın kokusunu algılayın. Deniz kenarındaysanız dalga seslerini mi duyuyorsunuz, burnunuza tuz kokusu mu geliyor?
Eğer bulunduğunuz ortam kapalı bir mekansa o zaman yağmur yağdıktan sonra havanın ne kadar güzel koktuğunu hatırlamaya çalışın. Aldığınız her nefeste burnunuza toprak kokusu geliyormuş gibi hayal edin. Sizi yenileyen her nefes kurmaya çalıştığınız bu bağlantıyı ciddi anlamda güçlendirecektir.
2. Yemek Yerken Yediklerinizin Farkında Olun
Çoğu zaman yemek yerken ne yediğimizi fark etmiyor, aceleyle ağzımıza attığımız şeyleri çiğneyip yutuyoruz. Bunun yerine bu sefer daha yavaş yemeyi deneyin. Yediğiniz besinlerin kaynağına odaklanın. Yediklerinizin topraktan geldiğini ve dünyanın besin kaynağıyla aramızda bir bağ olduğunu hayal edin.
Yemek yerken televizyon izliyor ya da önünüzdeki ekrana bakıyorsanız bunu bırakın ve yediğiniz sebzenin topraktaki halini düşünmeye çalışın. Bu sebzeyi yetiştiren çiftçinin toprakla olan güçlü bağı size de ilham verecek. Bu bitkilerin nasıl sulandığını, büyütüldüğünü ve toplandığını hayal etmek kesinlikle size de çok iyi gelecek.
Tüketim çılgınlığının yüksek dozda olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden besinlerin nereden geldikleri ile ilgili düşünmemiz gerekmiyor olabilir ama bu bağı yeniden kurmak için yediklerimizin kaynağının farkına varmamız çok önemli. Ayrıca önümüze kolay bir şekilde geldiğini düşündüğümüz tüm besinler büyük zorluklarla elde ediliyor, bunun için şükretmemiz de bizi daha iyi hissettirecektir.
3. Canlılarla İletişime Geçin
Nerede yaşıyor olursanız olun etrafınızın canlılarla dolu olduğundan emin olabilirsiniz. O anda bulunduğunuz ortamda bir canlı olmasa bile camdan dışarı bakıp doğanın ve içinde bulunan tüm canlıların nasıl uyum içinde yaşadığını hayal edebilirsiniz.
Geceleri yıldızları görmeye çalışın, vakit buldukça denizi izleyin, gündüz gökyüzüne bakın ve içinde bulunduğumuz dünyanın mucizelerle dolu olduğunu anlamaya çalışın. Bu sayede onunla aranızda ne kadar güçlü bir bağ olduğunu da göreceksiniz.
